hikayemiz
Sönmez ve Sevgi Uğurtuğ ile Vahit Ulaş’ın arasında geçen o özel diyalogla başladı her şey. Sevgi Hanım, Vahit Bey’e “Ne iş yapmayı düşünüyorsun?” diye sorduğunda, Vahit Bey cevap vermeden edemedi: “Çaycılık yapmaya devam edeceğim.” Ancak kader, ona farklı bir yolu göstermek istiyordu.
O dönemde Vahit Bey abileriyle birlikte kahvehane işletiyordu. Sevgi Hanım’ın teklifiyle, bir karavan alıp orada köfte tost falan yaparak satması fikri ortaya atıldı. Vahit Bey, cesurca bu öneriyi kabul etti ve 32 yıl önce, 15 Nisan 1992’de karavanla başladığı bu işte ilk olarak köfte, tost, menemen ve patates cipsi servisi yapmaya başladı. O dönemde sadece 3 masası vardı.
Zamanla talep arttıkça, Vahit Bey yanına tahtadan bir baraka şeklinde mutfak ekleyerek karavanı büfeye dönüştürdü ve masa sayısını 15’e çıkardı. 1997 yılında ilk meze dolabını oluşturduğunda, menüsüne rus salatası, fava, biber borani, şakşuka ve karışık kızartma gibi lezzetler ekledi. Aynı yıl, eşi Firdevs Hanım’ın ada da öğrendiği çiğ börek de menüye dahil oldu.
1999 yılında yap işlet devret yasası ile proje çizilerek hali hazırda kullanılan taş bina inşa edildi. Vahit’in Yeri, 16 Haziran 1999’da yeni haliyle misafirlerini ağırlamaya başladı, ancak 27 Haziran 1999 gecesi karavanda çıkan yangın sonucu restoran ciddi şekilde zarar gördü. Ada halkının desteğiyle 12 Temmuz 1999’da yeniden faaliyete geçti.
Yıllar geçtikçe Vahit’in Yeri’nin talebi arttı ve bu artışla birlikte Vahit Bey, 2016 yılında 11 metrelik bir meze dolabı yaptırmaya karar verdi. 2017 yılında da 4 metrelik bir balık dolabını restorana dahil etti. Bugün, 190 çeşit meze, ara sıcaklar, tatlılar ve günlük taze balıkları ile hizmet vermeye devam ediyor.
Karavan ve 3 masa ile başladığı bu yolda, Vahit Bey bugün hala aynı konumda, birçok masasıyla misafirlerini ağırlıyor. Vahit’in Yeri, sadece bir restoran değil, aynı zamanda bir ailenin başarı hikayesi, azmin, sevginin ve lezzetin öyküsü.